Akdeniz uygarlığının sembolü olan zeytin ağacı, tarih boyunca bu bölgede kurulan tüm uygarlıkların temelini oluşturmuştur. Zeytinin Anavatanının ve gen merkezinin Güneydoğu Anadolu olduğu ezelden beri bilinmektedir.
Güneydoğu Anadolu’da ilk yerleşimini tamamlayan zeytin, Batı Anadolu’ya ve oradan da Ege adaları yolu ile Yunanistan, İtalya, Fransa ve İspanya’ya kadar uzanmıştır. Zeytin yetiştiriciliğinin ilk insanlarla birlikte başladığı kabul edilmekte ve “Zeytin bütün ağaçların ilkidir” denilmektedir.
Dünya’da sağlıklı beslenme konusuna olan ilgiye paralel
olarak Türkiye’de zeytinyağı tüketimi giderek artmaktadır. Tüketim
alışkanlığının üretim yapı lan bölgelerle sınırlı olması nedeni ile uzun süre düşük bir rakam olan kişi başı 1,5 kg tüketim
rakamları görülmekteydi.
Son yıllarda yapılan tanıtım çalışmaları ve zeytinyağının
sağlık faydalarının bilim çevrelerince sıkça dillendirilmesi ile bu rakam kişi
başı 2 kg seviyelerine gelmiştir.
Son dönemde varyete
bilinci, coğrafi konuma göre zeytinyağının tadının ve nefasetinin değiştiği
gibi bilgiler tüketicilere aktarılmış konu ile ilgili sektörde farkındalık
sağlanmıştır.
Bu çalışmalar sonucunda mono-varyetel (tek varyeten oluşan)
zeytinyağları tüketiciler tarafından talep edilmeye başlanmıştır.
Butik mağazaların artışı tüketicilerde zeytinyağı algısını
olumlu yönde etkilemiş, zeytinyağı temel bir gıda maddesi olmasının yanında
hediyelik bir eşya olarak da algılanmaya başlanmıştır.
Aromalı zeytinyağları, soğuk sıkım, erken veya olgun hasat, filtre edilmemiş gibi farklı tipteki zeytinyağları tüketim alışkanlıklarına yeni bir boyut getirmektedir.